Eğitim alanı her zaman bütün yönleriyle ufuk açıcı yeni çalışmalara
ihtiyaç duyar. Araştırmada zihniyet teorisi bağlamında “sabit”, “gelişim-
ci” ve “yararlı” zihniyet modelinden din eğitimi alanında nasıl yararla-
nılabileceği üzerinde durulmuştur.
Sabit zihniyet insanın zekâ ve yeteneklerinin gelişmeyeceğini savunur.
Fakat bu basit sayılabilecek temellendirmenin hayata yansımaları
oldukça ağırdır. Sabit zihniyet adeta insanın kendisine inanmasından
korkmasıdır.
Gelişimci zihniyet ise içinde bulunduğumuz koşulların ve engellerimi-
zin farkına varmamızla başlar. İnsanın zekâ ve yeteneklerinin çaba ve
gayretle değişip gelişebileceğini iddia eder. Engellerimize karşı şartları-
mız ve farkındalıklarımızla neler yapabileceğimizi anlamak ve cesaretle
harekete geçmemizi teşvik eder.
Yararlı zihniyet ise geliştirdiğimiz gücümüz, yeteneğimiz ve kabiliyetle-
rimizle iyinin, doğrunun ve güzelin yanında yer alarak bütün dünya ve
tüm insanlık adına yapabileceklerimiz olduğunu savunur. Yararlı zihni-
yetin amacı; iyiliği, her türlü imkân ve fırsattan yararlanarak tüm
yeryüzüne dalga dalga yaymaktır.
Her medeniyet bir zihniyet üzerinde yükselir. Zihniyet eğitimi bir
bakıma medeniyet eğitimi sayılabilir. Medeniyetin ifade gücü sanat,
bilek gücü teknoloji, akıl gücü bilim ve felsefe, mânâ gücü din, moral
gücü ise ahlaktır. Zihniyet, bütün bu özellikleri ile medeniyeti temsil
eder. Zihniyet eğitimi olmadan medeniyet inşa edilemez.