Karz-ı Hasen, müslümanları fâize bulaşmaktan alıkoyarak müslü
-
manlar arasında yardımlaşma kültürüne katkı sağlamakta ve aralarında
ünsiyetin oluşmasına yardımcı olmaktadır.
Malların gerçek sahibi Allah Tealâ’dır. İnsanoğlu sadece bir emânetçi
-
dir. Allah Teâla ve O’nun elçisi Hz. Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve
Sellem)’in koyduğu ölçülere göre kazanmak ve harcamak mecbûriyetinde
olan müslümanlar için, malların meşrû kullanma yollarından biri de ödünç
vermekdir. Müslümanlar birbirlerine karşı mükellef oldukları yardımlaşma
yollarından biri “Karz-ı Hasen” olduğu için Allah’ın rızâsına ermek amacıyla
güzel bir şekilde borç vermek, çok önemli İslâmî bir görevdir.
Para, altın, gümüş, dövüz ve benzeri kıymetler de bir vücdun organ
-
larındaki kana benzer. Kan organlarda dolaşmayıp durduğu zaman
organların canlılığı durup dolayısıyla vücutta canlığını kaybediyorsa;
para, altın, gümüş, dövüz ve benzeri kıymetlerin piyasaya sürülmeyerek
yastık altında tutulması da sanaatkâr, esnaf, üretici firmaların varlığının,
sahasındaki çalışmalarının yok olmasına sebep olur.
Ecdadımz geçmişte, ihtiyaç sahibi olan insan ve hayvanlar olmak
üzere tüm canlıların ihtiyaçlarını karşılamışlar, bunun için hayranlıkla
dile getireceğimiz, isimlerini bile saymakta zorlandığımız kurumlar,
teşkilatlar kurmuşlar ve bunları da ölümsüzleştirmek için birçok hukûkî
kâidiler belirtmiş ve neticede geride kalanlara sorumluluklar yüklemiş
-
lerdir. Kurulan bu kurum ve teşkilatların belirli bir tarihten sonra ya asl
hizmetini yapması engellenmiş ya da ortadan kaldırılarak, birçoklarının
isimleri bile hatırlanmaz hâle gelip unutlup yok olmuşlardır.